Kara kış dayanmış kapıya, bembeyaz karlar yağacak bugün bu diyara. Nice can yer alacak beyazın saflığında. Bir ben olacağım karanlığın ortasında, bir de benim komşularım sonsuz mekanlarında.
Soğuktan titreyecek bedenler ve üşüyen eller tutacak birbirini ısıtmak için sevdayla. Sarılacak kalpler kendi rüzgarında. Bir ben olacağım elleri bomboş, kalbi çürümüş ve bir de komşularım ellerinde yalnızlığın varlığıyla.
Dumanı tütecek yeni heyecanların bacalardan. Yok oluşun sıcağı saracak varlığı ve yine anlaşılamayacak yok olanların yalnızlığı. Dört duvar içinde gülücükler saçılacak, neşe insanların damarlarında dolaşacak, heyecan olacak kalplerdeki titreme. Yeni sevdalara yelken açılacak mavi gökyüzünün altında mavinin umuduyla. Bir ben umutsuz kalacağım toprak altında ve bir de komşularım umudunu çoktan yitirmiş yanı başımda.
Güneş yüzünü gösterecek aşığı olan dünyaya ve aşk ile ısınacak tüm dünya. Yaşam yeşile bürünecek bu bahar yine her zamanki saflığıyla. Bülbüller ozan olacak, güller nazlı aşık. Gözler parlayacak sevginin ışığıyla. Bir ben olacağım soğuğun ortasında kefenine sarılmış bir de komşularım beyazlar arasında.
Hayat bulacak toprak, renklenecek tüm varlıklar. Niceleri uykusundan uyanacak. Bir kargaşa bir hareket ve unutulacak yine umudun bekçisi sevdalar. Yukarıdaki onca gürültüye rağmen bir ben olacağım derin uykusunda ve bir de komşularım en tatlı rüyalarında.
Yapraklar terk ederken dalları bize özenmiş, bir hüzün çökecek bu diyara. Ziyaret edilecek toprak altındaki aşıklar ve anlatılacak yaşanılan tüm kutsal anlar. Uğruna ağıtlar yakılacak her sonbahar. Bir ben dinleyeceğim onları sessiz ve bir de komşularım çoktan unutmuş kelimelerin sihrini.
Ayrılık vakti gelecek yaşam için bu diyardan. Gelenler gidecek birer birer ölüler diyarından. Unutulacak yine yer altında yaşayanlar. Bir ben unutmayacağım yaşadıklarımı ve bir de komşularım anılarıyla.