Sana Bir Şiir Yazdım
Sen ansızın beşiktaşta öpülen bir yanaksın
Sen ansızın bir hastane koridorunda damlayan gözyaşısın
Kimi zaman nevizadede yudumlanan votka
Kimi zaman istiklalde içilen bir kadeh rakısın
Bazen metroda atılan hırçın bir kahkaha
Bazen bozkır iklimlerde surat asan bir kadınsın
Bir yolculukta takınılan ciddi bir ifadede varsın
Ya da bir konferansın ortasındaki şaşkın bir bakışta
Kanlıcada yenen yoğurdun şekerisin
Kuşadasında yenen kazığın çekirdeği
Sınav önceleri eczanelerde satılan soğuk algınlığı ilacısın
Olmadık yerlerde dantelli bir iç çamaşırı
Ara sıra kız kulesine karşı içilen çayın demindesin
Ara sıra küçük evde yenen yemeğin kendisi
Arkadaşla edilen bir kavgada ingilizce kitabısın
Sakaryada söylenen bir şarkıda işçi çırağısın
Meşrutiyette yenen bir simidin susamı...
Şimdilerde tüm şarkılar sustu, kahkahalar bitti
Rakının tadı yok ve çayların demi kaçmış
Ve artık sen çocukluğumda elimden kaçırdığım uçurtmamsın
Mazide yudumladığım acı bir şarapsın
Son zamanlarda 24 saat yanan bir kalpsin artık
Başımı yastığa koyduğumdaki düş
Uyandığımda yürek sıkışıklığımsın
Konuştuğum her kadının gözlerinin içinde sen varsın
Geceleri gökyüzünde sayamadığım yıldızlardansın
Masada bekleyen içemediğim biralardan
Sen şu an boşluğa karşı okuduğum bir şarkı
Sen şu an bilinmeyene karşı yazdığım bir şiirsin
Sen zamansız yenen bir tokat
Uçup giden bir sevdanın bıraktığı yalnızlıksın.
Temmuz 2003